30 Nisan 2017 Pazar

Akılcı İlaç Fotoğraf Yarışması-Yılmaz Parlar

Akılcı İlaç Fotoğraf Yarışması

Eczacıbaşı İlaç Pazarlama’nın, ‘AkılcıAntibiyotik’ kullanımına dikkat çekmek için başlattığı, ‘Bir Boğaz Klasiği: Akılcı İlaç Fotoğraf Yarışması’nın ödülleri sahiplerini buldu.

Bir sosyal sorumluluk projesi olarak başlatılan ve hekimlerin konu ile ilgili görüşlerini farklı fotoğraflar ile ifade ettikleri yarışmanın kazananlarına ödül takdimi İstanbul Modern Sanat Müzesi’nde gerçekleştirildi.

Bir Boğaz Klasiği: Akılcı İlaç Fotoğraf Yarışması’nın konusu hastalıktan tarihe, yemek kültüründen coğrafyaya kadar tüm çağrışımlara açık olan ‘Boğaz’ kavramında yarışmanın jurisi; Başkan ünlü fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar, juri üyeleri ünlü tarihçi ve seyahat yazarı Saffet Emre Tonguç ve Hacettepe Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serhat Ünal.
Eczacıbaşı Sağlık Ürünleri Genel Müdürü Canan Bademlioğlu, “Biz ülke olarak akılcı ilaç kullanımında çok büyük bir aşama kaydettik. Sizin de bildiğiniz üzere Sağlık Bakanlığımız kamu spotları aracılığıyla antibiyotik kullanımının kontrollü olması gerektiğine ve mutlaka bir hekime danışılması gerektiğini düzenli olarak aktarıyor. Alınan birçok önlem ile çok iyi bir aşama kaydetmemize rağmen gidilecek yolumuz var.
Bu yarışmada amaç aslında tamamen akılcı ilaç kullanımını vurgulamak. Burada da özellikle antibiyotik kullanımına dikkat çektiğimiz noktada bizim de üzerimize çok önemli bir görev düştüğünü düşünüyoruz. Bu yalnızca Sağlık Bakanlığımızın çalışmalarıyla değil, bizim de sağlık alanında faaliyetlerini sürdüren bir paydaş olarak bu sürece sağlıklı destek vermemizi gerektiriyor ve buna canı gönülden inanıyoruz. Aslında,amaç İnsanların sağlıklı yaşam sürelerini uzatmak, sağlıklı olmalarına mutlaka destek olmak. Ancak hasta da oluyorlarsa zamanında hekime gitmesini sağlamak, doğru dozda, doğru zamanda antibiyotik tedavisi almasını sağlamak. Bu önemli bir misyon bunu da bizim bir şekilde daha fazla duyurmamız gerektiğini düşünüyorum.” Şeklinde geniş bilgiler paylaştı.

Seyahat yazarı, Yüzyılda bir gelebilecek rehberler kralı Saffet Emre Tonguç yaptığı konuşmasına önce yakındaki Kılıç Ali paşa Camiden başladı.
 “Tophane Meydanı’nda bulunan Kılıç Ali Paşa Camii’nin inşaatında çalışanlar arasında Don Kişot isimli kahramanın yaratıcısı Miguel de Cervantes’in adı da geçiyor. Fransız kaynaklarda Cervantes’in haçlı seferlerine katıldığı, Osmanlı’ya karşı savaştığı ve korsanlara esir düştüğü yazıyor. Caminin inşaatında çalışırken Kaptan-ı Derya Kılıç Ali Paşa’yla tanışıp Don Kişot karakterini de, bu kişiden esinlenerek yaptığı söyleniyor.”devam eden konuşmasını İstanbul’un 7 tepe üzerinde kurulduğunu ve tepeler camilerle bütünleştiğini söyledi

“İstanbul’un 7 tepesinin nerede olduğu birçok kişi için hâlâ muamma ve yanılgılarla dolu. 7 tepenin tamamı Tarihi Yarımada’da, yani surların içinde. Kente adını veren Konstantin burayı Roma’ya benzer bir şehir olarak kurmak istiyor ve surların içinde 7 tepe üzerine inşa ediyor. Osmanlılar da bu tepelere cami inşa ederek taçlandırıyor.

Birinci tepeye Sultan Ahmet Camii ve Topkapı Sarayı Tepesi de deniliyor. Sultan Ahmet Camii’nin bir özelliği de Osmanlı mimarisinin ilk ve tek 6 minareli cami olması. Çok enteresandır,  I. Ahmed için, Mimar Sedefkâr Mehmed Ağa tarafından

İki numaralı tepe Çemberlitaş. Oraya da Nûr-i Osmaniye Camii yapılmış. Üçüncü tepe Süleymaniye Camii. Kanuni Sultan Süleyman’ın tahta çıkışının 30’uncu yıldönümünü kutlamak için Mimar Sinan tarafından yapılmış.  4 minaresinin İstanbul’un fethinden sonra 4. padişah olmasını simgelemesi. Toplam 10 şerefe olmasının sebebi de, kuruluşundan bu yana tahta geçen 10’uncu sultan olduğuna  .
Dördüncü tepe şehrin kurucusu Fatih Sultan Mehmet’in Fatih Camii’dir, dördüncü tepe olan Fatih’te yapılır. Bu camii ile ilgili başka az bilinen ayrıntı da altında   Beşinci tepeyse son zamanlarda Muhteşem Yüzyıl dizisiyle de meşhur olan Kanuni’nin babası Selim’in, Yavuz Selim Camii 6. ve 7. tepeler Mimar Sinan’ın yaptığı camilerdir. Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii, son tepeyse Kocamustafapaşa Camii.” Şeklinde ilgi çeken konuşmasını Mısır Konsolosluk binası ile Çağrışım yaparak New York’da Özgürlük Heykeli’nin masraflarının büyük kısmının bizden çıktığını, projesini anlatdı.

“Heykel, 19. yüzyılın ortalarında Türk toprağı olan Mısır’a dikilmesi maksadıyla Fransızlar tarafından hazırlanmış   yaşanan bazı olaylar nedeniyle Mısır yerine Amerika yolunu tutmuştu. İşin daha da garip tarafı, heykelin masraflarının büyük kısmının, zamanın hükümdarı Sultan Abdüláziz tarafından bizzat ödenmiş olmasıydı.”şeklinde ilginç bilinmeyen konuları aktardı.
Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Serhat Ünal konuşmasında yanlış antibiyotik kullanımına ait örnekler verdi.

Prof. Dr. Ünal, tedavisi değişmeyen tek hastalığın boğaz enfeksiyonu olduğunu belirtti. Prof. Dr. Ünal, 'Beta dediğimiz bakteri penisilin bulunduğundan beri penisilin ile tedavi ediliyor. Ve çok şükür ki bu mikroorganizmada penisiline direnç hiç gelişmedi' sözleriyle yanlış kullanımlara dikkat çekdi.
Eczacıbaşı Sağlık Ürünleri Genel Müdürü Canan Bademlioğlu, seyahat yazarı ve ünlü rehber Saffet Emre Tonguç, İzzet Keribar yarışmaya katılan doktorlara ödülleri takdim etdiler.
yilmazparlar@yahoo.com

16 Nisan 2017 Pazar

Bahar nezlesinden orunmanın 6 altın kuralı-Yılmaz parlar

Bahar nezlesinden orunmanın 6 altın kuralı
Bahar nezlesi işitme kayıplarına neden olabilir mi?
Havaların giderek ısınmasıyla, artık yavaş yavaş varlığını hissettiren bahar aylarına girmemizle birlikte, çocuklar başta olmak üzere, halk arasında ‘bahar nezlesi’ olarak adlandırılan mevsimsel allerjik hastalıklar ile sıkça karşılaşıyoruz. Saman nezlesi olarak da adlandırılan bu durumdan, çayır polenleri ve çimen gibi ilkbaharda ortaya çıkan çeşitli bitkisel ürünler sorumludur.

Basit nezle 7-10 günde iyileşirken, bahar nezlesinin alerjenle temas süresi boyunca devam ettiğini kaydeden Kolan International Hospital KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, “Bahar nezlesinin sık şikayetleri arasında, burun tıkanıklığı, sık hapşırık ve burun kaşıntısı ile birlikte, göz yaşarması ve şeffaf burun akıntısını sıralayabiliriz. Ayrıca bu hastalarda, tat ve koku bozukluğuna, astım ve nefes darlığı da eşlik edebilir” dedi. 
Geniz eti ve bademciğe, ‘bahar nezlesi’ eklenince tablo ağırlaşabiliyor  Geniz eti sebebiyle geceleri rahat nefes alamayan ve horlayan çocuklara, ilaveten bahar nezlesinin de üstüne eklenmesiyle tablonun ağırlaşabileceğini belirten KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları söyledi: “Geniz eti çocuklarda, horlama ile birlikte uyku apnesine de neden olabiliyor. Çocuklarda uyku apnesi, hiperaktivite, dikkat eksikliği, sosyal uyumsuzluk ve geceleri altına kaçırma gibi çeşitli şekillerde kendini gösterebiliyor. Beraberinde, sık bademcik iltihaplanması veya iri bademcik bulunması ile bahar nezlesi durumlarında tablo daha da ilerliyor. Erişkin uyku apnelerinde ise, gün içinde yorgunluk ve uykusuzluk şikayetleri gerçekleşiyor” diye konuştu.
Bahar nezlesinde, işitme kayıpları artabiliyor KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, konuşmasına şöyle devam etti: “Polen allerjisi olan çocuklarda, burun ve geniz tıkanıklığına bağlı östaki tüpü de tıkanarak, kulakta sıvı birikimlerine ve nihayetinde işitme kayıplarına neden olabilir. Bu biriken sıvı, yapışkan kıvamında olup, orta kulakta çökme sonucunda ileri de kulak zarında delinme ve kalıcı işitme kayıpları yapabiliyor. Bu durumda, genellikle allerjinin tedavisi, sakız çiğneme ve basit egzersizler gerçekleşiyor. İlkbaharda eğer işitme kaybı çok hızlı ilerlemiyorsa, mümkünse kulak zarına tüp takmak tercih edilmez. Bunun nedeni,ılıman ve sıcak havalarda üst solunum yolları direncinin düşmesine bağlı orta kulak sıvı birikimleri genellikle iyileşme eğiliminde olduklarının yanında, yazın denize girip kulağına su kaçırma riskinden dolayıdır. Fakat bazen kulakta, ısrarlı bir şekilde sıvı birikimi oluyor ve egzersizle birlikte ilaç edavisiyle işitme kaybı düzelmiyorsa, kulak zarına tüp takmak gerekli olabilmektedir” şeklinde konuştu.  
Bahar allerjisinde ilaç ve aşı tedavisi bulunuyor
Bahar allerjisi tanısının hastanın şikayetleri ve muayene bulgularıyla ortaya konulduğunu anlatan KBB ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları kaydetti:  “Bahar allerjisinde, cilt veya kanda bakılan allerji testleri de tabloyu destekliyor. Tedavi olarak, bu çocuklara öncelikle allerjiye dönük burun spreyleri ve allerji şurup veya hapları yeterli olabilmektedir. Bunun bir alternatifi de, artık ülkemizde de ticari olarak satılabilen polen aşısı haplarıdır. Bunları henüz SGK kurumları ödemiyor ve 3-5 yıl süreyle kullanmak gerekiyor, ama uzun dönemde polene karşı bağışık kalmak için elimizdeki tek seçenektir” diye konuştu.
Bahar nezlesinden korunmanın 6 altın kuralı
Bahar aylarında sıkça karşılaşılan allerji problemlerine karşı alınması gereken önlem hakkında Doç. Dr. Seçkin Ulusoy, şunları açıkladı:
Polen zamanında dış ortamda, özellikle çim, çayır ve kavak ağacı gibi doğal ortamlardan uzak durmaya çalışın.
Mecburen bu ortamlara gidecekseniz, gözlük ve maske kullanın.-Her akşam duş alın.Tüm kıyafetlerinizi günlük değiştirin. Kıyafetlerinizi, yatak odanızda çıkarmayın.
Bu dönemde, evinizin ve arabanızın camlarını kapalı tutun.
Hem arabada, hem de ev ve iş ortamlarınızda, polen filtreli klimalar kullanın.

yilmazparlar@yahoo.com