27 Kasım 2019 Çarşamba

Almanya Yolu Dayanışma ve Destek Derneği-Saglik istihdam-Yılmaz Parlar

Almanya’ya Sağlık İhracatı 

Dünyanın ikinci yaşlı ülkesi olan Almanya'nın sağlık sektöründe halihazırda bakıcı personel açığı olduğundan 2030 yılına kadar, özellikle nüfusu genç ülkelerle iş birliği yapmak kaçınılmadığı her platformada dile geliyor. Almanya’da bulunan Türk insan kaynakları şirketleride bu değerli fırsatı Türk sağlık personelinin elde etmesi için harekete geçerek ülkeye duyurdular başvurusunu yapanlarla B2B görüşmeler düzenlediler.




Almanya Yolu Dayanışma ve Destek Derneği tarafından Daha önce Alman Veteriner Okulu olan Seven Hills Palace Hotelde düzenlenen seminer ve başvuru değerlendirme toplantısında; Almanya Yolu Dayanışma ve Destek Derneği adına Yönetim Kurul başkanı Adil Gökdemir ve Musa Salih Özbay bilgilendirme açılış konuşnası gerçekleştirdiler.


Adil Gökdemir, Almanya Yolu Dayanışma ve Destek derneğin öncesinde Berliner tercüme ve danışmanlık olarak hizmet verdiklerini söyledi. Almanya’nın genel yapısını değerlendirdi. Gökdemir ''Almanya zaten uzun zamandır yurtdışından çalışma amaçlı göç alan bir ülke niteliliğindedir. Fakat Almanlar her zaman olduğu gibi bazı kural ve disiplin çerçevesinde bu tür süreçleri belirler. Bu bahsi geçen yasayla da aslında değişen başlıca noktalar şunlardır. İstihdamda Alman ve Avrupa Birliği vatandaşlarına tanınan öncelik kaldırıldı, 6 aylık iş arama vizesinin önü açıldı, bilgi teknolojisi alanında mesleki tecrübesi olan, yıllık en az 50.000 Euro brüt maaş alma taahhüdü olanların öğrenimlerine dair resmi belge ve diploma ibraz etme şartı kaldırıldı. Positivliste” adıyla belirlenen öncelikli meslek grupları listesi dışındaki meslek gruplarına da istihdam olanağı sağlandı. Bu değişikliğe gidilmenin çok farklı dinamikleri vardır. Almanya’da güncel olarak özellikle sağlık sektöründe çok büyük eleman sıkıntısı yaşanıyor ve bu sektör için sadece tahminen 150.000 kişilik personel açığından bahsediliyor.”Şeklinde bilgiler paylaştı.





Düzenlenen panele; Türk Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, Almanya Yolu Dayanışma ve Destek Derneği adına Yönetim Kurul başkanı Adil Gökdemir ve Musa Salih Özbay, Kahramanmaraş Sütcü İmam Üniversitesi öğretim görevlileri Nermin Demirci-Nuran Gül Borazan, Almanya İnsan kaynakları şeketleri sahipleri Yusuf Demir, Durmuş Tüney ve Murat Urhan konuşmacı olarak katıldılar.





Almanya nitelikli elemana kapıları açıyor

Bakıcı personel açığının genç nüfuslu ülkelerden gelecek iş gücüyle karşılanacağı, bölgedeki hastane ve yaşlı bakım evlerinde çalışabilecek  bay-bayan hasta ve yaşlı bakımı işlerinde çalışacak sağlık personeli alımı yapmak üzere başvurusu kabul edilen adayların Almanya’da çalışma ve oturma izinleri şirket tarafından alınacağı açıklandı.

Aranan Koşulların lgili kurum ve kuruluşlardan mezun olmak. 45 yaşını geçmemiş olmak. B2 düzeyinde Almanca ve/ya İngilizce dil sertifikasına sahip olmak şeklinde ilk olmazsa olmaz maddelerini vurguladılar. Dil yeterliliği konusunda işverenin beklentisi belirleyici olduğuna dikkat çekdiler.




Öncelikle son zamanlarda bu alanda insanlar çok dolandırıldığı için Almanya Yoluna girmeden herkesin biraz daha temkinli olması gerektiğini, kimsenin sahte umutlara kapılmasını istemediklerini, bu nedenle  önce ilgili meslek gruplarına göre iş ilanlarını yayınladıklarını, seminerler ve bilgilendirme toplantıları düzenlediklerini, CV’leri topladıklarını, Almanya’dan şirket yetkililerini Türkiye’ye seçmelere çağırdıklarını dile getirdiler.


Almanya Sağlık istihdamı konusunda seminerin düzenlendiği Seven Hills Palace Hoteli öncesinde Alman Veteriner Okulu olduğu dolaysıyla sağlık hizmet verdiği dikkatimizi çekdi. Hotel direktörü Sevinç Meriç ile söyleşi gerçekleştirerek hoteli gezdik.




Körler Ülkesi ve Prenses Adaları’nın karşısında Tarihi Yarımada’nın kalbinde, geçmiş yüzyıllarda Veteriner Okulu olarak kullanılan Konak binası 100 yıl önce yanıp kül olmuş.. Hotelin her köşesi birer anlam ifade eden sanatsal dekoruyla birer öyküsüyle özel hotel olmayı hak etmiş 


Sevinç Meriç verdiği bilgilere göre “1900’lü yıllar Alman haritalarına istinaden geçmişte Veterinerlik okulu olarak kullanılan yapı 100 yıl öncesi yanıp kül olmuştur.  2018 yılında küllerinden tarihi yeniden meydana çıkaran Seven Hills Palace Hotel geçmişte sadece padişah ve ailelerinin seyir şansı bulabildikleri Sarayburnu’nun eşsiz ihtişamlı manzarası eşliğindeki mini tatil köyü edasıyla hizmete açılmış.”Direktör Meriç, “Otelin; misafirleri kendilerini padişah ve saray sultanları kadar özel, huzurlu ve güvenli hissedecekleri, otelin her bir köşesinde saray ihtişamını soluyabilecekleri, bunun yanında çağın tüm teknolojik imkânlarından faydalanabilecekleri bir hizmet sunmaktan onur duymaktadır.”şeklinde otelini dile getriyor.


yilmazparlar@yahoo.com


2 Ekim 2019 Çarşamba

Hilal-i Ahmer -Hanımlar Merkezi-Belgesel-Yılmaz parlar


Kızılay  Meleklerin Belgeseli


Hilal-i Ahmer  “Hanımlar Merkezi”

18. Uluslararası Varna Film Festivali kapsamında, Kızılay Kızılhaç Filmleri Kategorisinde “En İyi Film Ödülü”ne layık görülen, yönetmenliğini Türkiye’nin en önemli kadın yönetmenlerinden Biket İlhan’ın, yapımcılığını Nihan Belgin’in yaptığı Hilal-i Ahmer “Hanımlar Merkezi” adlı belgesel film Ankara Film Festivalinden sonra 26. Adana Altın Koza Film Festivali kapsamında yapılan özel bir gösterimle  seyirciyle buluştu. 



Kızılay Sanat Yönetmeni Armağan Pekkaya, filmin yönetmeni Biket İlhan, yapımcısı Nihan Belgin, Türk Kızılay Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana Şube Başkanı Ramazan Saygılı ile film ekibininde birlikde izlediği  belgesele ilgi oldukca yüksekdi. Ariplex Sineması’nda yapılan özel gösterimde sinema ful dolu olduğu halde çok sayıda seyirciler basamaklarda izlediler.

Dökü-drama şeklinde hazırlanan belgesel Osmanlı döneminde, 1912’de kurulan ve önemli sayılabilecek ilk kadın hareketi olan Hanımlar Merkezi’nin umut dolu hikayesini anlatıyor.
24 Eylül Salı günü gerçekleşen gösterim sonrası Yönetmen Biket İlhan ve yapımcı Nihan Belgin söyleşi için seyircilerle bir araya geldi. İlhan belgesel için  “Daha önce anlatılmamış bir hikayeydi ve anlatılması benim için önemliydi.” ifadelerini kullandı.



Yapımcılığın yanı sıra Halide Edip karakterini de oynayan Nihan Belgin projenin yapım sürecinde yaşananları anlattı ve bu projeyi gerçekleştirdiği için mutluluk duyduğunu belirtti.

Belgeselde ayrıca Yeşim Ceren Bozoğlu, Güner Özkul, Özgür Erkekli gibi isimler de yer alıyor. Belgesele sesiyle hayat veren ise Tilbe Saran.

Kültür Bakanlığı’nın da maddi, Kızılay’ın manevi desteklediği Hilal-i Ahmer “Hanımlar Merkezi” Belgeseli önümüzdeki aylarda festivallerde seyircilerle buluşmaya devam edecek.

Söyleşide yakın tarihe özel ilgi duyduğunu dile getiren Yönetmen Biket İlhan, araştırmaları sırasında Türkiye’nin ilk ve en önemli kadın organizasyonlarından, sanatçı kadınların liderliğinde kurulan ve Hilali Ahmer’e büyük katkı sağlayan “Hilali Ahmer Hanımlar Merkezi” filmini yapmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti.



Türk Kızılay Yönetim Kurulu Üyesi ve Adana Şube Başkanı Ramazan Saygılı da “Biket İlhan’ı ve film ekibini Adana’da, Altın Koza’da ağırlamanın mutluluğunu yaşıyoruz. Ülkemiz ve Kızılayımızın tarihi için de çok önemli bir yere sahip bu konuyu toplumsal hafızamıza kaydettiği için Biket İlhan’a ve film ekibine teşekkür ediyoruz” dedi

11 Haziran 1868’de bir grup idealist doktor “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti”ni kurdu. Cemiyet 1877 yılında “Osmanlı Hilali Ahmer Cemiyeti” adını aldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından kuruluşun adı da 1923 yılında “Türkiye Hilali Ahmer Cemiyeti” olarak değişti. 1935 yılında kurumun ismi “Türkiye Kızılay Cemiyeti” oldu. Kuruluşa “Kızılay” adını büyük önder Atatürk verdi. Kızılay, genç Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlı’dan miras olarak aldığı pek az kurumdan biriydi.

Bu sırada bir yandan Türk kadınını toplum içinde aktif konuma getirebilmek bir yandan da kadın-erkek bütün toplumun desteğini kazanabilmek amacıyla, "Hilal-i Ahmer Cemiyeti Kadınlar Merkezi" kurulması girişimleri başladı. Bu merkez, gönüllü olarak faaliyetlere katılan kadınların organize olarak çalışmalarını sağladı. Hemşirelik okulu açıldı. Bu çerçevede gönüllü hizmet veren kadınların emeğinin boşa gitmemesi ve eğitimli, disiplinli çalışmalara imkan tanınması için hemşirelik okulları açıldı.





Yakın tarihde savaşda gönüllü hemşirelik yapan meşhur kadınlarımız.


Safiye Hüseyin Elbi, İlk Türk hemşiresidir. Türkiye'de Modern Hemşireliğin öncüsü olan Safiye Hüseyin Elbi, şefkat ve meslek aşkıyla dopdolu bir kadındı. Hilal-i Ahmer’in en önemli temsilcilerinden Dr. Besim Ömer ile çalıştı ve onun liderliğinde başlayan hemşirelik ve ebelik eğitimine katılan Elbi, Balkan ve Çanakkale Savaşları’nda gönüllü hastabakıcılık yaptı. İstanbullu hanımların fahri olarak hemşirelik yapmalarına öncü oldu. Halide Edip Adıvar Kurtuluş savaşı yıllarında Hilal-i Ahmer’de hastabakıcı olarak çalıştı. Türk edebiyatının ve İslam coğrafyasının ilk kadın romancısı olarak bilinen Fatma Aliye Hanım Hilal-i Ahmer’in ilk kadın üyesidir. Kara Fatma lakaplı Fatma Seher Hanım, devletin kendisine bağladığı üsteğmenlik maaşının tek kuruşuna bile dokunmadan Kızılay’a bağışlayan Milli Mücadele dönemi kadın kahramanlarımızdandır. Selma Rıza Feraceli 20 Mart 1912 yılında kurulan Hilâl-İ Ahmer Hanımlar Merkezinin beş̧ yıl genel sekreterliğini yapmıştır. Sorbonne'da okuyan ilk Türk kızıdır. Hece veznini kullanan ilk kadın  şairlerimizden İhsan Raif Hanım Balkan Savaşı sırasında Hilal-i Ahmer Cemiyetinde gönüllü hemşirelik yapmıştır. 19. yüzyıl Türk kadın şairlerinden Nigar Hanım, Hilal-i Ahmer Cemiyeti yararına satılan kartpostallara şiirler yazdı. Çocuk yaşında iken şiir yazmaya başlayan Nigar hanım, Fransızca dilini ve Fransız edebiyatını çok iyi bilmekteydi.


yilmazparlar@yahoo.com


9 Nisan 2019 Salı

Vodafone İstanbul Yarı Maratonunda Duyarlı Adımlar-Yılmaz parlar

Maratonda Duyarlı Adımlar

Sürdürülebilir başarısını bireysel sorumluluğuna taşıyan maratoncu süper atlet Mehmet Çakmak Türk Kanser Derneğine destek için duyarlı adımlarını parkura taşıdı.



"Yeşil Yarı Maraton" konseptinde 7 Nisan 2019 Pazar günü gerşekleşen Vodafone İstanbul Yarı Maratonunda Mehmet Çakmak Başkanlığını Burak Duruman’ın yaptığı Türk Kanser Derneğine farkındalık yaratmak adına sporcu arkadaşlarını da desteğe ilave ederek sağlık için koştular ve 74 farklı ülkeden onbinlerce koşucunun katıldığı yarışı iyi dereceyle tamamladılar.




Gençlik yılarından itibaren devamlı koşan, uluslar arası ve Ulusal Yarımaraton- Maraton gibi uzun koşu yarışmalarına başarılı imzalar atan sayısız madalya kazanan, Maratoncu Mehmet Çakmak ve arkadaşları Yaşar Duygulu, Dursun Yılmaz, Emrah Vardar (DNA kökenli Nokta atışlı Kanser ilacının TUBİTAK GMBE projesi içinde), Türk Kanser Derneğinin Tshirtleri, rozetleri ve şapkalarıyla koştular, basın mensuplarına kanserde erken teşhisin önemi hakkında yorumda bulundular. Ayrıca Yabancı ülke kazananları da Türk Kanser Derneği Şapkalarıyla mikrofonlara seslendiler.




1-7 Nisan Dünya kanser haftası kapsamında Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman Dünyada yılda 14 milyon Türkiye’de Yılda 165 bin kişiye yeni kanser teşhisi konulduğunu, artarak devam edeceğini, erken tanıyla kadınların taramalarını düzenli olarak yaptırmaları gerektiğini vurguluyor.



Kanserden ölümlerin ana nedeni teşhiste yaşanan gecikme” göz önünde tutulduğunda; “Her sekiz kadından birinin meme kanseri” olduğu erkeklerin prostat kanseri vakaların artdığı günümüzde, erken teşhis ve tanı sayesinde meme kanseri olma riskinin yüzde 10 oranında gerilediğini, yüzde 100 tedavisi olan meme kanserinde erken teşhis çok önemli ama bunun için farkındalık yaratmak olduğunu her platformda dile getirmekteler. 



Türk Kanser Derneği sağlıklı dinamik beden için her zaman spor yapmanın önemine dikkat çekmek adına Maratonun manevi destekcileriydi.




Dernek bilgilendirmelerine göre; Kanserin, erkek, kadın, çocuk hiçbir kısıtlaması yok. Özellikle testis kanseri vakaları çok artdığı, kanser vakaları özellikle genç yaşlara inmeye başlamış durumda. Kanserlerin yüzde 35-40'ı gençler arasında görülüyor.

Dernek şu ana kadar 3 milyona yakın insana dokunmuş. Kamu statüsünde olunduğundan, her yerde halka yardımcı olmaya çalışmaktalar.
Bu yararlı başarılı Dernek adına, Kanserde farkındalık yaratmak amaçlı koşan Başda Atlet Mehmet Çakmak ve sporcu arkadaşlarını bizler takdir ediyoruz. 

yilmazparlar@yahoo.com

4 Nisan 2019 Perşembe

Türk Kanser Derneği -erken teşhis ve tanı-Yılmaz Parlar


Kanser Dernekleri Elele Çalışmalı


Dünya Kanser Haftası nedeniyle Farkındalık yaratmak ve erken tanının önemine dikkat çekmek kapsamında yapılan toplantıda Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman “Kanser Dernekleri Elele Çalışmalı” dedi



Dünya Sağlık Örgütün “Kanserde Erken Teşhis Rehberi” raporunda bildirilen “Kanserden ölümlerin ana nedeni teşhiste yaşanan gecikme” göz önünde tutulduğunda; “Her sekiz kadından birinin meme kanseri” olduğu erkeklerin prostat kanseri vakaların artdığı günümüzde, erken teşhis ve tanı sayesinde meme kanseri olma riskinin yüzde 10 oranında gerilediğini, yüzde 100 tedavisi olan meme kanserinde erken teşhis çok önemli ama bunun için farkındalık yaratmak olduğunu her platformda dile getiren Türk Kanser Derneği 1-7 nisan Kanser haftası kapsamında 02 Nisan 2019 Salı günü Yeniköy Sait Halim Paşa yalısında erken tanının önemine dikkat çekmek adına farkındalık toplantısı düzenledi.




Toplantıya Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman, Başkan yardımcısı Asuman Dayı, Türk Kanser  Derneği Başkan Yardımcısı - Genel Cerrah Op. Dr. Murat Atay, Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp, Florence Nightingale Hastanesi Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. M. Refik Killi, Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tek, Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Füsun Tokatlı, Türk Kanser Derneği üyeleri, Kanser tedavisi gören iyileşen, tedavi görmekde olan hastalar, sanat ve cemiyet hayatının seçkin isimleri katıldılar.



Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman, Kadınların kansere karşı mücadelesine dikkat çekecek, farkındalık yaratacak, Tarama, tanı ve tedavi süreçlerine destek sunacak projeleri hakkında bilgiler verdi.


Yılda 165 bin kişiye yeni kanser teşhisi konuluyor. Bu artarak devam edecek. O nedenle kanserden korkmayın geç kalmaktan korkun dedi Kadınların taramalarını düzenli olarak yaptırmaları gerektiğini bildirdi. Duruman ayrıca dernekte erken tanı, tedavi, tedavi takip programları, psikolojik destek, hasta hakları, onkoloji koçluğu gibi birçok hizmeti ücretsiz olarak verdiklerini açıkladı.




Kansere yakalanabiliriz ama birçok kanser türünde erken tanıyla beraber kurtulma oranlarımız çok yüksek. Meme kanserinde erken tanı yüzde yüze yakın oranda hayat kurtarıyor. Derneğimiz şu ana kadar 3 milyona yakın insana dokunmuş. Kamu statüsünde olduğumuzdan her yerde halkımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bedenimizden daha değerli hiçbir şeyimiz yok. Her şey bekler ama sağlığımız asla diyoruz. Korkmamalı ve taramalarımızı muhakkak yaptırmalıyız" şeklinde vurgu yaptı.


Erkek, kadın, çocuk hiçbir kısıtlaması yok. Kanser vakaları özellikle genç yaşlara inmeye başladı. Kanserlerin yüzde 35-40'ı gençler arasında görülüyor. Özellikle testis kanseri vakaları çok arttı. Kapımız bu vakalarla çalınıyor. Gençlerimizin özellikle cep telefonlarını çok fazla üzerlerinde taşımamaları ve mümkün olduğunca uzak durmaları lazım. Vatandaşlara, Türk Kanser Derneği'nin internet sitesinde yer alan risk değerlendirme formunu doldurmalarını öneriyorum" dedi.



Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yeşim Eralp: Safra yolları, karaciğer kanseri, rahim kanseri ve ciddi bir cilt hastalığı melanom kanserlerin bilgisini vererek, bunları bilmek, dolayısıyla bireye özgü tarama programlarını yapmak, kanserde erken tanıda daha başarılı olmamızı sağlayacak önce farkındalık olduğunu söyledi


Medicana İnternational İstanbul Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Füsun Tokatlı, "Kemoterapi, immünoterapi, cerrahi yaklaşımların dışında radyoterapideki yenilikler çağ atlamış durumda. Özellikle hedefe yönelik tedavi, tümörü tam hedeften vuran tedavi cihazlarımızla biz hem yüksek doza çıkabiliyoruz hem de etrafındaki normal dokularımızı maksimum koruyabiliyoruz. Radyoterapi cihazlarının en önemli özelliği tedavileri çok kısa sürelere indirmiş olmasıdır. Yani hasta, tedavi sırasında 2-3 dakika yatıyor.  Bu neticede tümörü daha iyi takip edip tümör yer değiştirmeden onu daha iyi vurabiliyoruz. Aynı zamanda görüntülemedeki yenilikler de bize bu konuda çok yardımcı oluyor" bilgileri verdi


Medicana International Ankara Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Tek ise kanserin eskiden kalp hastalıklarından sonra en sık görülen hastalık olduğunu fakat artık Amerika’da en çok görülen birinci hastalık ve dünyanın en ciddi sağlık sorunlarından biri olduğunu belirtti. Kanserin türü ve sıklığının toplumdan topluma değiştiğini ifade eden Tek, "Dünyada her yıl 14 milyon insan kanser oluyor. 8 milyonu da kanserden ölüyor. Ülkemizdeki kanser sıklığı arada bir yerde. Yani Avrupa'dan az ama doğudan fazla. Kanserin yüzde 10'u gibi az bir oranı genetik etkenlere bağlı. Ülkemizde kanser sıklığı erkeklerde biraz daha fazla" dedi

 Medicana Sağlık Grubu Kurumsal İletişim Direktörü Kurtuluş Okutan, kanser tedavisi gören hastaların yakınlarının, tedavi sürecinde çok önemli bir rol üstlendiği, hastaların fiziksel bakımından psikolojik gereksinimlerine, ilaçlarının takibinden beslenmesine kadar hemen tüm ihtiyaçlarının karşılanmasında en büyük desteği sağladıklarını söyledi

Kanserden ölümlerin ana nedeni teşhiste yaşanan gecikme bilgisine yer verilen Dünya sağlık örgütü raporunda, kanserde erken teşhiste, toplum bilincinin artırılması, kanser tedavisi için sağlık çalışanlarına ve sağlık merkezlerine yatırım yapılması ile kanser hastalarının güvenli ve etkili tedaviden yararlanmasının önemi vurgulanmaktadır. Akciğer kanserinden sonra, dünyada görülme sıklığı en yüksek olan meme hücrelerinde başlayan kanser türü Meme kanseri bilgilendirme toplantılarının ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.


Toplantı sonrası Telekurye Dağıtım ve kurye hizmetleri A.Ş. ortakları Asuman Dayı ve Cazibe Dayı ile yaptığımız söyleşide yoğun işleri olmasına rağmen bireysel sorumluluk duyarak böylesine topluma hizmet veren Derneğe severek zaman ayırarak her türlü çalışmalara katıldıklarını takdirle karşıladık. Ayrıca Kanser hastalığını yenen Kazananlar Kulübü üyeleriyle söyleşi gerçekleştirdik. Türk Kanser Derneği sayeside tadavi olduklarını vefa borcu olarak dernekde aktif rol aldıklarını öğrendik. Kendilerinin mutluluk gülümseyen yüzleriyle görüntüledik.


 yilmazparlar@yahoo.com

6 Ocak 2019 Pazar

Toplum Hayatına Tekrar Kazandırma Projesi-Yılmaz Parlar

HUZUREVİ ÖĞRETMENLERİNE VEFA

Atatürk ve Kadın

Mükemmel sosyal sorumluluk projesi…

Milyonluk Yardım Sosyal Yardımlaşma Platformu, Huzurevi Sakinlerini “Toplum Hayatına Tekrar Kazandırma Projesi” kapsamında , Mecidiyeköy Final Akademi Anadolu ve Fen Lisesi öğrencileriyle birlikde 5 Ocak 2019 Cumartesi günü Altunzade   Validebağ Mustafa Necati Bey Öğretmenler Huzurevi sakinlerine ziyaret gerçekleştirdi. 



Öğrenciler tarafından huzurevi sakini öğretmenlere hediyeler verildi. Sohbet sonrası, Ataşehir Develi Restaurant’da özel bir öğle yemeği davetiyle noktalanan etkinlikle öğretmenlerin emeklerine karşılık duyulan minnetdarlık ve vefayı gösterdiler.



Öğretmenler genç öğrencilere gerek eğitim konusunda gerekse sosyal hayat yaşam konusunda tecrübelerini aktardılar. Nekadar donanımlı, birikimli olduklarını ihtiyaç ve istek olduğunda hala öğretmenliğe devam edebileceklerini vurguladılar. Öğrenmenin sonsuz olduğunu, beşikden mezara kadar sözcüğüyle altını çizdiler. 



Öğrenciler emekli huzurevinde huzur içinde emekli öğretmenlerini dinlediler. Şiirlerini dinlediler.. Validebağ Mustafa Necati Bey Öğretmenler Huzurevi sakinlerinden Melahat Çide Atatürk’ümüzün Türk kadını hakkındaki düşünce şiirini kendi kitabından okudu. Bazı bölümleri gözden kaçmadı..


Seni Anıyoruz Atatürk’üm olabidiğince, 

Devrim demiştin adına, değer vermiştin kadına
 ………………………………………
Seçme seçilme hakkı tanıdın 
Kişiliğini bulmuştu kadın 
………………………………..
Okudu, öğrendi uygarca yaşamayı 
Öğretmeyi, denemeyi, savunmayı  
Her mesleğe girdi başardı  
Çünkü gönlünde Mustafa Kemal vardı
……………………………………………… 
Yine huzurevi sakini emekli öğretmen Ahmet Cengiz Bozok “Yazbahar’dan Güzbahar’a” isimli kitabını ögretmen ve öğrencilerden arzu edenlere imzalı olarak hediye ederken bir şiirde okudu


Tüm emekli huzurevi sakini öğretmenlerimizin dilinde sevgi sözcüğü vardı. Büyüklerinizi arayın tafsiyeleri vardı. Ne kadar yalnızlık çekdiklerininin bir göstergesiydi bu. Yakınlarını sorsan yaralarına dokunmuş gibi ağlıyacaklarını hemen fark ediyorsunuz. 




Çocuklara ve ihtiyaç sahiplerine özel yardımlaşma kampanyaları, özel organizasyonlar ve etkinlikler düzenlemek ilkesi ile kurulan Milyonluk Yardım’ın Yöneticisi Hidayet Aslan ile yaptığımız söyleşide kendilerinin web sitesine verdiğiniz reklam logo reklamı ile bunları gerçekleştiriyorlar. Logo’nun biyikliğine göre reklam ücreti aldıklarını pikseli 5 Tl olduğunu 10 liradan başlayan piksel büyüklüğüne göre alınan logo reklamlar bir yıl boyunca sitelerinde kaldığını söylüyor. Reklam  gelirlerinin %70 Sosyal Aile Bakanlığının bünyesindeki kimsesiz çocuklar projesine verildiğini, geri kalan % 30 kısımı ise Huzurevi ziyaretleri gibi benzer etkinliklerinde kullandığını ifade ediyor.

Ayrıca Hidayet Aslan  “Bu organizasyon huzurevi sakinlerinin sosyal hayata katılması açısından çok önemli. Bu önemli bir projenin ilk adımı. Bu projenin ardından ulaşabildiğimiz kadar huzurevi sakinlerini mesleklerine göre kategorize ederek okullara meslek tanıtım günleri düzenleyeceğiz ve huzurevi sakinleri çocuklara kendi deneyimlerini aktarabilecekler. Onlardan öğreneceğimiz çok şey var. 2019 yılı içerisinde buna benzer ve bundan farklı çok özel etkinlikler ile sesimizi duyurmaya çalışacağız” şeklinde görüş bildirdi.


yilmazparlar@yahoo.com